Saturday, 20 February 2016 16:17

Gezi Parkı Olaylarının Sonuçları

Written by 
Rate this item
(0 votes)

On gün boyunca Türkiye’nin gündemini işgal eden milyonlarca zarara yol açan “Taksim Gezi Parkı olayları,” sıradan basit olaylar olmadığı meydanda…

Solun felsefesini” biliyoruz ama “Türkiye’deki solun mantığı”  gerçekten çok farklı ve acımasız.

İstemediği kişileri, kurumları ve iktidarları ortadan kaldırabilmek için “her yolu kendilerine mubah görebiliyorlar.”

Pire için yorganı, rahatlıkla yakabilen bir anlayış.

İnsanlar mağdur olmuş, kamu malı yok olmuş, ortalık yakılmış, yıkılmış hiç umurlarında değil.

Yeter ki istemediği kişiler veya idareciler yok olsunlar…

Cumhuriyet tarihi boyunca böyle bir nesil maalesef yetiştirildi.

Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan insanlara hayat hakkı tanımayan bir zihniyet…

Yalanı, iftirayı, hakareti ve tacizin her çeşidini yapmaktan çekinmeyen bir “insan (!..) topluluğu.”

Dünyada böyle bir sol anlayış yok ama bizde var…

HHH

“Taksim Gezi Parkı olayları” ile ilgili çok şeyler yazıldı, çizildi.

Bu olaylardan çıkan sonuçları şu şekilde sıralayabiliriz.

*- Her şeyden önce, sokak eylemlerinde zarar gören özel ve kamu kuruluşlarının zararlarıyla ilgili “yeni bir kanun çıkarılmalı.” Buna benzer halk eylemi yapan örgütlerden veya kişilerden çevreye verdikleri maddi zararlardan dolayı paraları tahsil edilmeli. Yalnız Taksim’deki Gezi Parkı’nın zararı 20 milyon civarındaymış. Ülke çapında yapılan zararlar da buna eklenince bu zararın büyüklüğünü varın siz düşünün. Bunu vatandaş niye çeksin?

*- Kısa zamanda bu kadar insanlar nasıl organize edilip sokağa döküldü. Bunu bütün yönleriyle araştırıp kamuoyuna açıklanması lazım. İnsanımız neden bu kadar çabuk gaza geliyor.

*- Sosyal medyada, basında, televizyonlarda bu kadar yalan haber üretip kitleleri sokağa dökenler hakkında bir işlem yapılmalı.

*- Artık günümüzde hiçbir şey gizli kapaklı olmuyor… Dolayısıyla başta hükümetler olmak üzere her şey açık ve net olmak zorunda.

* - Darbelere umut bağlayanlar, şimdi “halk eylemlerinden”  medet umar oldular.

Bunun bedelini iktidar değil halk ödüyor.

*- Yönetimi elinde bulunduran iktidar, bu ülkede azınlıkta dahi olsa başka insanların olduğunu da unutmamalı ve ona göre hareket etmeli.

*- Çağımızda kitle iletişimin yaygın olduğu bir dünyada artık hiçbir yönetim isteği gibi hareket edemez. İnsanlar uyandılar, bilinçlendiler ve her şeyin farkındalar. Bu açıdan “Adaletli olmaktan” başka çare yoktur.

*- Bu olaylardan umut bekleyenler hiç boşuna umutlanmasınlar. İktidarın başı ağırdı ama oyları da arttı.

*- CHP ve diğer yan kuruluşlar, “halk eylemi yaptık” diye boşuna sevinmesinler. Belki egolarını tatmin etmiş olabilirler ama çırpındıkça eriyorlar. Kuru kalabalıklar onları umutlandırmasın. Ne kadar haklı olurlarsa olsunlar, insanımız yakıp yıkan ve çevreye zarar veren zihniyete pirim vermez.

*- İktidar hep başkalarını suçlama yerine birde, kendi içinde “öz eleştiri” yapmalı. “Nerede hata yaptık” diyebilmeli ve kendini yeniden sorgulamalı.

*- Televizyonlarda, yazılı basında, eylemcileri masum göstermeye çalışanlar, yakılan, yıkılan onca kamu malının zararlarıyla ilgili neden bir savunma yapmazlar?

*- Bu eylemlere soyunanların ellerinde haklı gerekçelerin olabilmesi için polisi tahrik edip üzerlerine saldırtmayı bir metot olarak uyguluyorlar. Daha fazla olayların olması, hatta insanların ölmesi için her yolu deniyorlar.

*- Bir defa daha göstermiştir ki gerçekten Türkiye’nin çok büyük  “iç ve dış düşmanları” vardır. Bu olaylardan yararlanarak Türkiye’yi içerden bölebilmek için hemen anında seferber olabiliyorlar.

*- Taksim’deki ilk olayın başlangıcına baktığımızda her zaman olan olağan bir gösteriydi. Hiç gerek yokken polisin “orantısız güç kullanması” olayları tırmandırmıştır. Polis bizim polisimiz ama bu işi aslının da ortaya çıkması lazım.

*- Polisin içinde olmaz ama insanın aklından da geçiyor. Koca bir topluluk. Her kesimden her düşünceden insanlar var. Hükümeti zor duruma düşürebilmek için özellikle “şiddet” kullanıldı düşüncesi de insanın aklını kurcalıyor (!...)

*- Sonuç olarak bu eylem “ses getiren bir eylem oldu.”  Bu açıdan arkası gelebilir, her an tetikte olmak lazım.

Read 14579 times Last modified on Saturday, 20 February 2016 16:18

Leave a comment

Make sure you enter the (*) required information where indicated. HTML code is not allowed.