Okuyan varsa, neler yazmaz ki?.. Teknolojinin, bilişimin ve iletişim ağının yaygınlaştığı bir dünyada yenilikler ve gelişmeler insan hayatını kolaylaştırırken okuma alışkanlığının da giderek azaldığını görüyoruz. Artık günümüzde,“yazılı anlatımın” yerini “görsellik” almış durumda. Buna rağmen “yazılı anlatım” inadına direniyor. “İnternet gazeteciliği,” “geleneksel gazetecilikle” kıyasıya rekabetini sürdürmeye devam ediyor? İletişim teknolojilerindeki gelişmeler her gün yeni bir ivme kazanırken yazımızın başlığını biz tekrar yazalım. “Köşe yazarı ne yazar?” Tabii ki; “kendi düşüncesini yazar?” Çünkü yazma eylemi, “bir insanlık ödevidir.” Farklı düşünceler, farklı eleştiriler, “ alternatif düşünceleri” ortaya çıkarır. Alternatif düşünceler de hem bireyin, hem de toplumun “değişimini ve gelişimini” sağlar.
@@@@@@@@@@@Bu ilke adeta yazarlığın temel ilkesi kabul ediliyor.
İyi şeyleri övmenin, doğruları tasdik etmenin “yalakalık ve yandaşlık”olarak yorumlanması yalnız bize has bir özellik olsa gerek.
“Muhalefet “ ama, ne muhalefet!..
Saldırganlığın adını “muhalefet” koymuşlar.
Bu muhalefetin içinde;
hakaret etmek,
alay etmek,
felaket tellâllığı yapmak,
taciz etmek,
yalan söylemek,
iftira atmak,
hatta
küfür etmek, yalnız biz de var.
Bu nasıl bir anlayıştır, varın siz düşünün?..
Bu nasıl bir yazarlıktır, bunu da anlamış değilim?..
@@@@@@@@@@@
Düşünen, araştıran ve yazan birinin “ideali” doğrultusunda “taraf”olması gayet doğal bir davranıştır.Bu açıdan,“Ben tarafsızım” sözü esası yansıtmaz.
Burada önemli olan, olaylara ve kişilere karşı tutum ve davranış biçimidir.
Taraf olduğu halde olaylara ve kişilere karşı, “tarafsız ve objektif”davranmak “yazar ve insan” olmanın gereğidir.
Sorumlu insan ve sorumlu bir yazar olmak da bunu gerektirir.
Türkiye şartlarında bu olgunluğu göstermek, bu bilince sahip olmak öyle zannedildiği gibi kolay bir şey değil, bunu da kabul etmek gerekir.
Ancak,
azda olsa, bunu yapabilen;
yazarlarımız,
bilim adamlarımız,
siyasetçilerimiz,
sanatçılarımız,
iş adamlarımız
ve
eğitimcilerimiz var.
Bunlar da olmasa, ülkemizde ne “huzur,”
ne “demokrasi,”
ne “hukuk,”
ne de “tahammül” olurdu?.. @@@@@@@@@@@ Bize göre;
iyi insan,
iyi vatandaş,
iyi bir “köşe yazarı olmanın” kuralı ise,
her düşünceden,
her dinden
ve
her kesimden insanların, “ortak isteklerini” dile getirip “alternatif fikir”üretebilmektir.
Kendi fikirlerimizi ve yazdıklarımızı hiç kimseye dayatmadan ortada söylemek bizim “tebliğ ve hizmet” anlayışımızdır.
Beğenen alır, beğenmeyen almaz.
Gelişmelere karşı, elbette “durum tespiti” yaparız.
Kimseye saldırmadan ve hakaret etmeden.
Biz haddimizi biliriz.
Kimseye saldırmayız ve hakaret de etmeyiz
ama,
saldırıya ve hakarete de pabuç bırakmayız!..
Nasip olursa bundan sonra, haftada bir gün, bu köşede sizlerle beraber olmaya çalışacağız.
Tabi, sizden gelecek eleştiriler bizim ufkumuzu açacak ve araştırmaya sevk edecektir.
Mantıklı ve seviyeli eleştirilere cevap vermek gerçekten beni sevindiriyor ve mutlu ediyor.
Maillerinizi ve eleştirileriniz bekliyorum.