Makaleler

ASRIN FELAKETİ ARDINDAN!..

Wednesday, 26 April 2023 05:40 Written by
Rate this item
(0 votes)

Mustafa K.TOPALOĞLU

            Araştırmacı-Eğitimci

 

Asrın felaketi olarak adlandırılan on bir ildeki depremin "ruhsal izleri," kolay kolay hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor.

Binlerce insan öldü, binlerce insan yaralandı,  milyonlarca insan da evsiz barksız kaldı...

Bunlar gerçekten çok acı durumlar ama, nihayetinde "geçici" felaketlerdir.

Belli bir zaman sonra, ölenler unutulacak, yaralananlar iyileşecek, evsiz-barksız kalanlar da yeniden ev sahibi olacaklar.

Önemli olan hayatları devam eden insanların, özellikle çocukların "ruhsal durumları ve travmaları” dır.

 

*****  0  *****

 

Last modified on Wednesday, 26 April 2023 05:47

İNSANIN EN ÖNEMLİ İHTİYACI !.. Featured

Sunday, 26 March 2023 01:19 Written by
Rate this item
(0 votes)

 

 

 

              İNSANIN EN ÖNEMLİ İHTİYACI !..

 

 

Mustafa K.TOPALOĞLU

  Araştırmacı-Eğitimci

 

   İnsanın ihtiyaçları sınırsızdır.

  En çok istediği ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyacını aramaya koyulur.

İnsanoğlu, Dünyaya geldiği andan itibaren bir “arayış” içerisindedir.

Bu arayış, çoğu zaman “maddi rahatlıklar” için olurken,  bazıları için de  “hakikat arayışı” olabiliyor.

 Çünkü evrende yegâne “sorumluluk sahibi insandır.”

Bu sorumluluk duygusu, insan olmanın bir gereğidir.

 

*****  0  *****

 

 İnsanın “fiziksel ihtiyaçları,”  ne kadar yerine getirilirse getirilsin, “ruhun ihtiyaçlarını” hiçbir şekilde karşılamıyor.

 Çünkü ruhun ihtiyaçları “derin ve gizemlidir.”

 Kalbin,

 ruhun,

 düşüncenin,

 duyguların,

insan psikolojisindeki etkisi,  ancak “maneviyatla” karşılanabilir.

 

*****  0  *****

 

İnsanın beden yapısı itibariyle maddî şeylere karşı büyük bir “zaafı” vardır.

 İnsanoğlu bu ihtiyaçlarını yerine getirebilmesi için büyük çabalar sarf eder.

Vücudun “fiziksel” ihtiyaçları için bu mücadeleyi verirken “ruhsal” ihtiyaçlarının giderilmemesi sonucunda da “bunalımlara” düşebiliyor.

“Gerçek ve kalıcı” ihtiyacını belirleyemediğinden dolayı da “huzuru” yakalayamıyor.

 

*****  0  ****

 

 Beden gibi bir madde,

ruh gibi bir mana taşıyan insanın yüceliği,

“kutsal değerlereinanmasıyla”  ancak yerine gelir.

 Çünkü “inanmak,”  insan için  beslenme,hava su gibi bir ihtiyaçtır.

Bu ihtiyaç sayesinde “huzur bulmakta” ve yaşadığının farkına varabilmektedir.

 

*****  0  *****

 

 

 Çağımızın insanı varlığının derinliklerinde yatan “çatışmalar ve çelişkiler” nedeniyle devamlı “huzursuzluk” İçindedir.

 Bu çatışmalardan kurtulabilmesi ve huzura erişebilmesi için “arayış ve çaba” içinde olması gerekiyor.

 Bazısı ailesinin, aldığı eğitimin ve çevresinin etkisiyle bunu bulabiliyor, bazıları da çeşitli “acı olayların” etkisi sonucunda ancak farkına varabiliyor.

Tabi hiç farkında olmayanlar da vardır…

 

*****  0  *****

 

Günümüz insanı teknolojiyi ve konforu rahatlıkla yaşarken “iç huzuru” bir türlü elde edemiyor.

Hep bedensel ihtiyaçlarının peşinde koşuşmaktan, “ruhunun mutluluğunu” bir türlü yakalayamıyor.

 

*****  0  *****

 

 Sonuç itibariyle yapılması gereken, “madde ile mana arasında” bir “denge kurabilmektir.”

Bu dengeyi kurabilen hem dünyada,  hem de öteki âlemde kurtuluşa ermiş ve de  “huzuru” yakalamış olur.

 

                                              www.mtopaloglu.com

 

Last modified on Sunday, 26 March 2023 01:25

YILLARA GÖRE EVLİLİĞİN EVRELERİ

Sunday, 25 September 2022 13:51 Written by
Rate this item
(0 votes)

Yapılan araştırmalara göre, ilk yıllar evliliğin geleceği üzerinde belirleyici olacak kritik durumlardır. Günümüz insanının beklentileri, birbirlerini kabullenmeleri, gerçek kişiliklerinin ortaya çıkmasıyla yavaştan yavaştan tartışmalar başlar. Eğer evlilik hazırlıklarının alt yapıları sağlamsa sorunlar birden ortaya çıkmaz. Hazırlıksız bir evlik yapıldıysa, ilk günlerden sorunlar baş göstermeye başlar. Hatta boşanma bile olabilir. En önemlisi kadın açısından romantizm, erkek açısından cinsel doyum yoksa durum çok daha vahim bir hal alır. Bu açıdan evliliğin ilk yılı sınav yılıdır diyebiliriz.

Last modified on Friday, 10 February 2023 11:42
Rate this item
(0 votes)

Evlenme zamanı gelen pek çok genç, ekonomik imkânsızlıklarını bahane ederek:

 “Bu hayat pahalılığında nasıl evleneyim?” gerekçesini ortaya koyar.

 Diğer bir gerekçe de çevresinde ve toplumdaki “geçimsiz evlilikleri ve boşanmaları” öne sürerek:

 “Evlenip onlar gibi olacağıma hiç evlenmeyeyim daha iyi” diyenlere çok rastlıyoruz.

 Elbette bu gerekçelerin haklılık payları vardır, ancak işin aslı geçekten öylemi?

Last modified on Tuesday, 27 December 2022 11:20
Rate this item
(0 votes)

İnsanoğlunun atası Hz. Âdem yaratılmadan önce; dağların, ormanların, tepelerin, nehirlerin, cinlerin ve meleklerin yaratıldığını Kuran-ı Kerim bizlere bildiriyor.
   Nitekim bakara suresinin 30. ayetinde Allah-u Teâlâ meleklere hitaben: "Ben yerde bir halife yaratacağım!" dedi.

 Melekler de: "Yerde fesat yapacak, kan dökecek kimseleri mi yaratacaksın? Hâlbuki biz, hamd ederek seni tespih ve takdis ediyoruz." dediler.

 Allah(cc) da: "Sizin bilmediğinizi ben biliyorum!"  buyurarak İnsana ait çok önemli bir özelliğe işaret ediyor.

 “Yeryüzünde kan döken ve fesat çıkaran” ifadesi insanın fıtratında var olan diğer duygular gibi ”kan dökme ve saldırganlık İçgüdüsü” dür.

“Kurban kesmek,” dini bir vecibe olmasının yanında “insan psikolojisi” açısından ele alındığında “bilinçaltında var olan saldıranlık içgüdüsünü” kontrol altına alma açısından da bir rahatlama şeklidir.

Last modified on Tuesday, 27 December 2022 11:19

Kimlik Arayışımız!..

Tuesday, 12 April 2022 20:02 Written by
Rate this item
(0 votes)

Başka bir toplumu kendimize referans alma eğilimi bizde “3.Selim”  ile birlikte başladı.
     Millet olarak, bu güne kadar referansı sürekli dışarıda arama telkinleriyle şartlandık.

 Bu coğrafyanın bir insanı olarak, bir Müslüman olarak,  bir Türk olarak ne hissediyorum veya ne düşünüyorum bilincinden uzak yetiştik.
     Parçalanmış bir kişiliğimiz, bir kimliğimiz var ortada…
     Zaten bu yüzden kendimizi sevmiyoruz.

Zaten bu yüzden birbirimize güvenmiyoruz.

Aidiyet duygumuz gelişmediğinden, geçmişimizden, tarihimizde ve dilimizden adeta utanır duruma geldik.

Oysa “Rusya,”  hala eski çarlıklarıyla övünüyor.
    “İngilizler,” eski kraliyetiyle varlıklarını sürdürüyorlar.
     “Yunanlılar,” Roma kültürüyle kimliklerini ortaya koyuyorlar.
    Millet olarak bizler ise, neden “Osmanlı kimliğimizi” rahatlıkla ortaya koyamıyoruz veya koymuyoruz?..

Last modified on Saturday, 25 June 2022 15:02

İnsanın bir DURUŞU Olmalı!

Saturday, 19 February 2022 07:38 Written by
Rate this item
(0 votes)

İnsanın bir fikri, bir çizgisi, bir anlayışı, bir davası ve bir duruşu olmalı.

Doğruya doğru, eğriye eğri diyebilecek bir kişiliği ve kimliğe sahip olmalı.

Menfaati için alçalan, üç kuruş için her kılığa giren biri olmamalı.

Zorluklar karşısında dahi kişiliğinden taviz vermeyen dürüst biri olmalı.

Olayları saptıran, dolambaçlı davranışlar içinde olan biri olmamalı.

Last modified on Saturday, 25 June 2022 15:02

Herkes Haklı da Biz Suçlu Muyuz?

Friday, 28 January 2022 08:47 Written by
Rate this item
(0 votes)

Türkiye son 25-30 senenin en büyük hayat pahalılığını yaşıyor.

Eskiden de “enflasyonlar ve hayatpahalılığı” olurdu.

Bu kadar kısa zamanda, böylesine birden hayat pahalılığı olmadı.

Zaman içerisinde,  yavaş yavaş yüzdeliklerle ifade edilen pahalılıklar olurdu.

Şimdi ise “her şey katlamalı,”  iki katı, üç katı pahalılıklar üst üste geldi.

“Döviz” iniyor, çıkıyor ama zamlar bütün hızıyla yükseliyor.

Bu ne vicdansızlık, bu ne acımasızlık!..

Last modified on Saturday, 19 February 2022 07:39

Gençliğin Yöneldiği Alanlar

Friday, 10 December 2021 11:08 Written by
Rate this item
(0 votes)

Gençlik, bir milletin  temel taşı ve dinamik gücüdür.

 Aynı zamanda “toplumun geleceği” ve umududur.

Gençlik dönemi, insan hayatının en kritik, en önemli ve en sorunlu dönemidir.

 Genç insan, fizyolojik, ruhsal, duygusal, eğitim-öğretim, ahlak, kültür bakımından gelişim, değişim ve etkileşim sürecindedir.

 Genç insan, geleceğini delikanlılık dönemimde kazanır, işine ve mesleğine bu dönemde sahip olur.

 “Kimliğini, karakterini ve kişiliğini” bu dönemde elde eder.

 İyi veya kötü alışkanlıkları, faydalı veya zararlı bilgileri bu dönemde edinir.

Ancak genç insanın, çağımızda çok büyük düşmanları vardır.

“İletişim ağının” her geçen gün etkisini artırması “kültürel kirlenmişliğin” önünü açmakta ve pek çok problemleri de beraberinde getirmektedir.

Kültürel kirlenmişliğin en önemli problem alanı, “gençler ve gençliktir.”

Last modified on Friday, 28 January 2022 08:48
Rate this item
(0 votes)

Günümüz şartlarında, İslami değerleri yerine getirmeye çalışan, “Müslüman bir şahsın” duruşu, hepimizi  yakından ilgilendiriyor.

 

*****  0  *****

 

Bir tarafta, “kapitalist bir dünya.”

Bir tarafta, “teknolojik gelişmeler.”

Bir tarafta, “değişim ve gelişim alanındaki yenilikler.”

Bir tarafta, “bilim ve sanatın ortaya koyduğu farklılıklar.”

Bir tarafta, “sosyolojik ve psikolojik değişiklikler.”

Bir tarafta da, bir Müslüman’ı yakından ilgilendiren “ahret hayatı.”

 

Last modified on Friday, 10 December 2021 11:11
«StartPrev123456NextEnd»
Page 1 of 6