Makaleler

Rate this item
(0 votes)

 Kadını korumayla ilgili çıkarılan ”6284 sayılı yasa” aslında“erkeği daha fazla saldırgan ” yaptığını yaşayarak gördük.

Şiddetin hiçbir şekli, insani ve İslami değildir.

İnsanlıktan nasibini almayan ve içinde “merhamet duygusu” olmayan kişilerin başvurdukları bir durumdur şiddet.

Dünya kurulduğundan beri bu durum var mı?

Var.

Halen var mı?

Var.

Biz bunu ne kadar benimsemesek de, uygulamada şiddetin her çeşidi maalesef var.

“Aile içi şiddet,” bunların içinde en yaygın olanıdır.

Eskiden karı-koca arasında erkek, karısına “dayak atıyordu.”

Şimdi çıkarılan yeni kanunlarla köşeye sıkışan erkek, “karısını öldürüyor.”

Yetmiyor, ona “müdahale edenleri de öldürüyor.”

Sonunda da “kendini öldürüyor.”

                    @@@@@@@@@@@@@@@@@

Neden bunu yapıyor?

Çünkü kanun gücüyle, elinden çocuğu alınıyor.

Tapusu alınıyor.

Evinin etrafına yaklaştırılmıyor.

Karısıyla barışmak istediğinde de hemen yakalanıp hapse atılıyor.

Üzerine “elektronik kelepçe takılıyor,”  eşine yaklaştığında hemen emniyete sinyaller gidiyor.

Bu şekilde ablukaya alınan erkeğin gözü dönüyor ve kendini kaybediyor.

Ondan sonrada istenmeyen feci olaylar oluyor…

                      @@@@@@@@@@@@@@@@@

Kadını öne çıkarıp erkeği dışlarsanız  “ailenin ve sosyal hayatın dengesini” bozarsınız.

Bu şiddet belasını, kanunlarla, cezalarla ve polisiye tedbirlerle önleyemezsiniz.

“Aile yuvası” bir kaledir.

Bu kaleye, karı ve kocadan başkası girdi mi düzen bozulur.

Bu kalenin yasaları, kayıtlara geçmeyen yasalardır.

Her ailenin “yasaları ayrı ve özeldir.”

Bu yazılmayan yasaları ailenin temel direkleri olan karı-koca belirler.

Bütün bu gerçekler orta iken siz hala “polisiye tedbirlerle” mi aileyi dizayn edeceksiniz?

Kanunlarla, polisiye tedbirlerle aileyi ve karı-kocayı düzeltmeye kalkarsanız, erkekleri çıldırtır ve saldırgan yaparsınız.

Şu anda yapılan da budur.

Çare, aileyi ve karı-kocayı “kaynaştırmak ve birleştirmek” için yapılması gereken maddi ve manevi girişimlerdir.

Bunun için de ”gönüllü kuruluşlar ve akrabalar” aktif hale getirilmeli ve teşvik edilmeli. 

                           @@@@@@@@@@@@@@@@

Dünya nereye giderse gitsin, kadın ve erkek birlikte yaşamak zorunda.

Çünkü kadın ve erkek birbirini tamamlıyor ve “ikinin gücünü”meydana getiriyor.

Kanunlar ve polisiye tedbirler, kadın ve erkeği yakınlaştırmaz, bilakis uzaklaştırır.

Bunun sonucunda da kadın ve erkek ”gayri meşru” yollara başvurur.

Nasıl ki sınırsız serbestlik gayrı meşru yola sevk ediyorsa, aşırı baskı da insanları bu yola sürükler.

                      @@@@@@@@@@@@@@@@

Kanunlar, boşanma işlemlerinde “hak ve hukuk” için geçerlidir.

Burada önemli olan, hayatın mutluluğu ve neslin devamı için kadın ve erkek gönülden birbirine bağlanmalı ve sevgi mayası oluşturulmalı.

Çünkü kadın ve erkek birbirine muhtaçtır.

İkisi de tek başına yarımdır.

Bütün olmak için tamamlanmak için birbirlerine ihtiyaçları vardır.

Kadın erkeksiz yaşayamadığı gibi erkek de kadınsız yaşayamaz.

Yüce Yaratan, “mutluluğu ve neslin devamını” buna göre programladı.

Bunun içinde kadın, “kadınlık sanatını”  bilmeli.

Erkek de “yöneticiliği” bilmeli.

                                                                                                       Mustafa K.TOPALOĞLU

Last modified on Saturday, 20 February 2016 15:42
Rate this item
(0 votes)

 Defilelerle, reklâmlarla ve moda akımlarıyla özendirilen kıyafetler, kadınların sağlığını ciddi şekilde tehlikeye sokuyor.
    Bu kıyafetlerin başında, “dar kot pantolon” geliyor.
  
    Sağlık uzmanları, uzun süre dar kot pantolon giyen kadınlarda damarları sıkıştırarak “varise ve sistit” gibi rahatsızlıklara yol açtığı konusunda uyarılar yapıyorlar. 
    Dar pantolonlar, kalça kemiğinin altındaki sinir hücrelerini sıkıştırarak bacaklarda ağrıya yol açıyor, bacakları fazlasıyla sıkıştırdığı için “kan dolaşımını zorlaştırıyor.”
    Bel ve mide bölgesini aşırı derecede sıkan dar kotlar, “reflü, gastrit ve ülser” gibi mide rahatsızlıklarını da tetiklediği belirtiliyor.
   

                                     @@@@@@@@@@@@@@

“Moda uğruna” alınan pek çok giysi insan sağlığını olumsuz şekilde etkiliyor. 
    Vitrinleri süsleyen  “topuklu ve ince burunlu ayakkabılar,”hanımlar için ciddi tehditler oluşturuyor.
    Şu anda mağazalarda bulunan, “Fransız ve İtalyan yapımı ayakkabılar”  ciddi tehlikelere ve sağlık sorunlarına yol açıyorlar. 
    Daha uzun boylu ve şık gözükme adına pek çok kadın sağlığını tehlikeye atıyor.
    Her şeyden önce bu ithal ayakkabılar, Türk kadınının ayak yapısına uymuyor. 
    Çünkü bu ayakkabılar, Avrupalı kadınların ayak yapılarına göre imal edilmiş. 
    Üretimleri İtalyan ve Fransız kadınların ayaklarına göre tasarlanmış. 
    Türk insanının ayak yapısı taraklı ve nispeten daha geniş olduğundan ayak tam yere basmıyor, bu açıdan da bizim kadınlarımızın ayaklarına uymuyor. 
    Sağlık uzmanlarına gör; “İnsanın yükünü en fazla taşıyan nokta olan topuk, devre dışı bırakılınca kemiklerde “erken bozulmaların meydana geldiğini”  söylüyorlar.

    Genç yaşlarda bu sorunlar ortaya çıkmayabilir, ancak ileri yaşlarda geri dönüşü olmayan sağlık problemlerinin kaçınılmaz olduğunu uzmanlar söylüyorlar. 
    Bu tip ayakkabılar, “hallux valgus” denilen ayak başparmaklarında dış yana doğru büyüme ve kaymaya sebep olabiliyor.
    Bununla beraber, ayaklarda, ”iltihap ve şişliklere” yol açıyor ve ayağın duruşu bozuluyor.
    Bırakın ayaklarda yaşanan acıyı, topuklu ayakkabı başın öne doğru tutulmasına neden olduğundan boyun ağrısına bile sebep olabiliyor.

                                
@@@@@@@@@@@@@@@

Kadınların bir türlü vazgeçemedikleri “mini etek” de bir takım hastalıklara yol açıyor. 
    Özellikle kış aylarında giyilen mini etek, “kan dolaşımını” zayıflatıyor ve “selülit” oluşumunu hızlandırıyor.
    Dar giysiler ve korse takmalar, karın bölgesine baskı uygulayarak midenin içindeki maddelerin yemek borusuna itilmesine ve sonuç olarak mide ekşimesine neden oluyor.
    Dar iç çamaşırlar, naylon ve kanserojen madde içeren kumaşlar cildi  hem tahriş  ediyor hem de terletiyor.
    Erkek veya bayanlar için kravat, sıkı bir şekilde bağlanırsa damarları sıkıştırarak “göze basınç uygulanmasına” neden oluyor, zamanla bu durum, “glokoma ve görme” kaybına yol açabiliyor.

                                      @@@@@@@@@@@@@

Son yıllarda gençlerin ayaklarından çıkarmadıkları “Ugg tipi botlar” gelecekte çok ciddi rahatsızlıklara yol açacağı söyleniyor. 
    Bu tür botların iç desteğinin yetersiz kalması ve ayakların yürüyüş sırasında sağa sola kayması, kemik hastalıkları uzmanlarına göre; “kemikleri gelişmeye devam eden gençlerde bilek, diz, kalça ve bel problemlerine yol açabileceğini” söylüyorlar.
    Yüksek topuklu veya düztaban ayakkabılar, dar ve düşük bel pantolonlar, büyük boy çantalar, sıkı lâstikli çoraplar, insanı hem yoruyor hem de sağlık yönden vücuda zarar veriyorlar. 
    Biz bu bilgileri Sağlık uzmanlarından derleyerek sizlere aktarıyoruz. 
    Bu işin toplumsal yönüne, ahlâki boyutuna ve dini alanına hiç girmedik.
    Bu işin “manevi yönü,”  bir makaleye sığmayacak kadar uzun olduğunu tahmin edersiniz. 
    Biz işin vahametini hatırlatmakla sorumluyuz.
    Karar sizin…

Last modified on Saturday, 20 February 2016 15:50
«StartPrev123456NextEnd»
Page 6 of 6