BİRAZ DA GÜLELİM / FIKRALAR

Dilenci Fıkraları

Zavallı Kör


Kör dilenci duvar dibine oturmuş;

-“Gözleri görmeyen, on çocuk babası şu fakire bir sadaka.” diye dileniyordu.

Avucuna bir tek lira bırakan kadın merakla sordu;

-“Hadi bir iki neyse ama ne yaptın da on çocuğun oldu?”

-“Gözlerim görmüyor ki… Ne yaptığımı bilemiyorum.”
---------------- 0 -----------------

Acımak

Dilenci kendisine kapıyı açan Temel’e;

-“Acıyın bana bir kolumu kaybettim” der.

Temel pişkinlikle cevap verir;

-“Kolun burada değil, başka yerde arayın

-------------- 0 --------------

Özel Durum

Dilenci kapıdan başını uzatarak seslendi;

-“Hanımefendi, şu zavallıya verecek bir dilim pastanız veya kekiniz falan yok mu?”

-“Maalesef yok! Peynir-ekmek neyine yetmez ayol?”

-“Aman hanımefendi, bugün benim doğum günüm de…”
----------------- 0 -----------------

Büyük İşler

Bektaşi’nin biri ticaret yapmak için
acilen 1 milyara ihtiyacı vardır.
Camiye gider ve başlar dua etmeye;
- "Allah’ım bana 1 milyar, ticarete atılacağım... Allah’ım bana 1 milyar ticaret yapacağım..." Hemen yanındaki dileci;

- "Allah’ım bana 1 milyon ekmek parası..."

Bunu duyan Bektaşi hemen çıkarır 1 milyonu verir ve;
- "Şimdi defol git, gözüme gözükme, böyle ufak işlerle Allah`ı meşgul etme... Kör müsün burada büyük işlerle uğraşıyoruz..."
----------------- 0 ------------------

Kanaat Etmek

Çölde yaşayan bedevi Arap kabilelerinden birinin reisi, Medine’ye gelmişti.

Sokakta sadaka isteyen bir fakire rastladı. Fakirin dilenmesine sinirlenerek;

-“Kanaat tükenmez bir hazinedir.”

Fakir, onun bu sözüne karşılık olarak;

-“Evet öyledir. Ancak karnını doyuracak ve yatacak yer bulduktan sonra.”
---------------- 0 ----------------

Az Vermek Benim şanımdan değil

İhtişamlı bir tüccar dilencinin önünden geçerken;

-"Ağbi, Allah rızası için az bir sadaka verir misin ?"
Tüccar;
-"Az vermek benim şanımdan değil."
Umutlanan dilenci;

"O halde çok verin."
Tüccar;
- "O da senin şanından değildir.”

---------------- 0 ------------------

Eski Para

Adam yoldayürürken dilenciye250.000 vermiş.
Dilenci;
-“Abi bu eski para geçmez abiii..
Adam hayretle döner;
-Nerden Anladın?
Dilenci;
-“Ağbi baksana, sıfırlarına…”
Adam;
-“Peki ne yapacağız?”
Dilenci;
-“Abi yenisi varsa ver, yoksa kalsın, ben değiştirim, napalım artıkkk?..”
Adam;
-“Sende
bu paralardan çok vardır, ziraat bankasına gider değiştirirsin.”
Dilenci;
-“Kim uğraşacak abii?”
Adam;
-“Özür dilerim kusura bakma, bir dahaki sefere inşallah.
Dilenci;
-“Önemli değil abi, canın sağ olsun, iyi akşamlar.”
-------------- 0 ---------------

Dilenci Olmazdın

Dilencinin biri, Bektaşi'ye;
– "Bir sadaka ver sana dua ederim."

Bektaşi on para verdikten sonra dilenciye dönerek;
– "Duanı istemem."
Dilenci sorar;
– "Neden ağbii?"
Bektaşi;
– "Eğer duan kabul olsaydı,
dilenci olmazdın!"
----------- 0 ---------

Bağımlı Adamın Tesellisi

Bağımlı Adamın biriyolda giderken bir dilenciye para verir;
-“ Al bununla sigara alırsın” der.

Dilenci;
- "Beyim ben hiç sigara içmem" der.
Bunun üzerine adam;
- “O zaman bira içersin” der.

Dilenci;
- "Ben ağzıma içki koymam" der.
Adam;
-“Sen de o zaman
gider bir altılı oynarsın.”
Dilenci;
- "Beyim ben hiç kumar da oynamam" deyince adam;
-“ O zaman al bu parayı ve bizim eve gel” der.

Dilenci neden olduğunu sorar.
Adam;

-"Karim seni bir görsün, içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor?"
---------------- 0 ---------------

Kör Dilenci

Adam, kör bir dilencinin şapkasına demir bir para atar. Ancak yere düşen madeni para, yuvarlanarak biraz ötede durur. Kör hemen yerinden kalkıp parayı düştüğü yerden alır.

Şaşıran Adam;

-“Siz kör değil misiniz?”

-“Ben burada dilenen körün arkadaşıyım. Kendisi sinemada film seyrediyor.”
------------------ 0 ------------------
Kızmayın

Yolda giderken bir fakir yanına yaklaştı;

-“Allah rızası için bir sadaka…”

Fakirin hali perişandı. Çok acıdı ve cebinden çıkardığı yirmi lirayı uzatıp verdikten sonra sordu;

-“Nasıl oldu da bu duruma düştün?”

Fakir cevap verdi;

-“Sizin gibi müsrif olmaktan…”
------------------ 0 ---------------

Yemeğe Çalış

Kayserili bir lokantada yemek yerken bir dilenci yanına sokuldu;
- “Tam üç gündür bir şey yemedim, beyim, ” dedi.

Kayserili omuzlarınısilkti;
- “Olur mu böyle? Kendini zorla ve yemeğe çalış!”

---------------- 0 ----------------

    Bende Olsa

Açlıktan nefesi kokan bir dilenci, Beyoğlu’nda şişman ve zengin bir kadını durdurur;

-Hanım abla, bir haftadır hiçbir şey yemedim. Bir ekmek parası verir misiniz?

-“Aman Allah’ım! Senin iraden keşke bende olsa…”
--------------- 0 -------------

Gözlerumuz Körmeyi

Temel, Trabzon'da uzun bir
sokak ta yürürken kaldırımda dilenci, bir kadına rastlar;
-“Allah razı olsun yedi dane uşağım var kocamın da penum da gözlerumuz görmeyi , geçinemeyruk aç kalduk.”

Temel acır elini cebine atar birazda fazla para çıkarır ve kadına verir.

Ama söylenmeden de edemez;
-“Be kadın hem geçinemeysunuz, hem de o kadar uşağınız var, niye bu kadar uşak yaptunuz.? Kadın,görür gibi başını kaldırır ve Temel'e doğru bakar;
-“Gözlerumuz görmiyi dedum ya ! Ne ettuğumuzi bilmeyruk.”
--------------------- 0 -----------------

Karar Verilmiştir

Adamın biri ölmüş. Diğer tarafta hesabı inceleniyormuş.
Melek kararını vermiş;
-"CEHENNEME !!!" “
Zebaniler adamı cehenneme götürürken adam şöyle demiş;
- " Durun ! Ben dünyadayken bir dilenciye 100,000 lira vermiştim! " Zebaniler durumu meleğe anlatırlar.
Melek kararını verir;
-" Tamam ! Verin 100,000 lirasını Atın cehenneme !"

----------------------- 0 ------------------------

Madem Fazla Paran Yok

Adam işine giderken yolda karşılaştığı dilenciye 250 lira verdi;
- “Kusura bakmayın kardeşim, fazla param yok” dedi.
Adam uzaklaşırken dilenci söylenmeye başladı;
- “Be birader, madem fazla paran yok, boş gezeceğine git bir iş bul, çalış, kazan, böyle mahcup olma.”
------------- 0 --------------

Hiç Kimseyi Razı Edemedim

Evin hanımı çalınan kapıyı açtı. Bir dilenci boynunu bükmüş karşısında duruyordu. Kadın kızgın bir sesle;

-“Böyle kapı kapı dolaşıp sadaka istemeye utanmıyor musun?”

-“Utanmasına utanıyorum hanımefendi. Ancak hiç kimseyi sadakalarını bizim eve göndermeye razı edemedim.”
----------------- 0-------------------

İş Bilen Dilenci

Bir dilenci bir kapıyı çalmıştı. Zile cevap veren kadına;

-“ Hanımefendi, bana verilecek bir parça giyim eşyanız var mı acaba?” diye sordu.

Kadın ona biraz sabretmesini söyledikten sonra gitti. Bir iki dakika sonra geri geldiğinde elinde eski bir ceket vardı. Bunu dilenciye uzatarak;
- “Alın, dostum.” dedi. “Tamir edilmesi gereken birkaç yer var. Olmasına var, ama bir saat sonra yepyeni olur.”

Dilenci bunun üzerine;
- “Ziyanı yok, ben aceleci değilim.” dedi. “Sakın telaş etmeyin, ben iki saat sonra gelir alırım.”

-------------- o----------------

Tahmin

Dilencinin biri bir evin kapısını çalar. Kapıyı oldukça çirkin bir kadın açar. Dilenci sadaka isteyince, onu kovar. Dilenci ısrar edince;

-“Çabuk gidin. Yoksa kocamı çağırırım.”

Dilenci;

-“İmkânsız hanımefendi, kocanız evde yok.”

Kadın;

-“Nerden biliyorsun?”

Dilenci;

-“Sizin gibi karısı olan erkekler, ancak yemek yemek için eve uğrarlar.

---------------------- 0---------------------

Dükkânın Önünü Kapama

-Şu garibana bir sadaka be güzel ablam.
-Güzel ablam mı?
-Güzelsin tabi be abla.
-Kim bilir daha önce kaç kadına söylemişsindir bunu!?
-Söyledim tabi be abla, işim bu benim.
-Siz erkekler hepiniz aynısınız.
-Vercen mi para abla?
-Tabiii ki hayır!
-Hadi defol git, git!.. Dükkanın önünü kapama!..
------------- 0 -------------

Ben De Merak Ediyordum

İlkokula giden oğlunu karşısına alan baba, başladı nasihate;
-Bak oğlum!... Oku ve hayatını kazan... Yoksa dilenci olursun.
- Dilenci mi?
-Evet dilenci..
-Bunu daha önce söylesene baba!... Ben de okula bile gitmeyen bu zenginler, bu kadar parayı nereden kazanıyor diye merak ediyorum.
-------------- 0 ----------------

Yahudi’yle Kayser’linin Ticareti

Gezgin bir Yahudi’nin yolu Kayseri’ye düşmüş. Yahudi her gittiği şehirde bir şekilde ticaret yapar ve para kazanır, yoluna devam edermiş. Burada bir iş yapmak istemiş, yürürken düşünüyormuş ne yapabilirim derken bir bakmış dilenci kaldırımda oturmuş dileniyor, önündeki tası görmüş tas antika, kafayı takmış ona, ileriden dönmüş adamla laflamaya başlamış derken Yahudi;
- “Ben hayvanları çok severim, bana bu tastan süt içen kediyi satar mısın” demiş.?

Adam da;
- “Neden olmasın satarım” demiş.

Yahudi sormuş;

-“Kaç lira istiyorsun” demiş,”
Dilenci;
-“500 lira istiyorum” demiş.

Yahudi içinden;“yuh” demiş. “Bu kedi o kadar etmez ki “demiş.

Dilemci;
-“İşine gelirse” demiş Dilenci.
Yahudi düşünmüş hesap yapmış;” ben bu tası 500 liraya alırım, 750 liraya satarım” der ve tekrar Dilencinin yanına giderek; “ ver bakalım kediyi” der. 500 lirayı sayar verir ve kediyi alır gider.
Bir gün sonra tekrar gelir bakar dilenci orada oturuyor. Kediyle yanına gider;
- “Arkadaşım bu kedi dünden bu yana hiç bir şey yemedi, herhalde alıştı bu kaptan süt içmeye.”
-“Ne yapabilirim ki.”
-“Şu önündeki tası versene bana” demiş.

- “Neden” demiş?,

-“ Kedi bir şey yemiyor, alışmış bir kere ondan yemeye.”

-“500 lira ver vereyim” demiş Dilenci
-“Bu tas o kadar etmez ki “demiş Yahudi.

- “Al o zaman kedini ver paramı” demiş Yahudi.
Dilenci;
-“Veremem” demiş.

Yahudi;

-“Neden diye” sormuş?

Dilenci;

-“Ben o tasın sayesinde günde 10 tane kedi satıyorum” demiş.

Yahudi bir daha Kayseri’nin yakınından bile geçmemiş.
-------------- 0-------------

Ben De Merak Ediyordum

İlkokula giden oğlunu karşısına alan baba, başladı nasihate;
-Bak oğlum!... Oku ve hayatını kazan... Yoksa dilenci olursun.
- Dilenci mi?
-Evet dilenci..
-Bunu daha önce söylesene baba!... Ben de okula bile gitmeyen bu zenginler, bu kadar parayı nereden kazanıyor diye merak ediyorum.
------------ 0 -------------

Biraz Aşağıya Gelir misin?

Nasrettin hoca bir gün evin çatısına çıkmış, kiremitleri aktarıyormuş.
Yoldan gecen bir dilenci hocaya seslenerek;
-“Ya hocam, birazcık aşağıya gelir misin “demiş?
Hoca;
-“ Navar” demiş?
Dilenci;

-“Aşağıya gel de söyleyeyim” demiş.
Hoca zar zor aşağıya inmiş;
-“Ne söyleyeceksen söyle, daha bir sürü işim var” demiş.
Dilenci;
- “Allah rızası için bir sadaka” demiş.
Hoca çok kızmış, fakat hiç belli etmeden;
-“Yukarı gel vereyim “demiş.
Dilencide sevinerek hocayla beraber yukarı cıkmış.
Hoca çalışmaya başlamış.
Dilenci;
-“ Hocam hani bana para verecektin” demiş?
Hoca da;
-“ Allah versin” demiş.

----------------- 0 --------------

Bahar Gelecek Ama

NewYork'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci bir gün, bir şairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar.
Dilenci de;
-“ Sekiz - on dolar kadar olduğunu” söyler.
Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar;
- 'Şimdi buraya senin kazancını arttıracak bir şeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin” der ve oradan ayrılır.
Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci;
-“'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?”
Bunu üzerine şair gülümser ve;

-'Tabelada - Doğuştan körüm, yardım edin - yazıyordu. Bense; - Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim - diye yazdım” der.
------------- 0 --------------


Büro Mu Açacaktım?

Adamın biri kendisinden para isteyen dilenciye;
-"Ben sokakta dilenen kimseye para vermem." Diyenice dilenci;
-"Ne yani, sizden üç kuruş para koparabilmek için büro mu açacaktım..." der.

---------------- 0 ---------------

Kralın Dilenciden İsteği

Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar;
- "Dile benden ne dilersen" der.

Dilenci güler ve;
- "Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz" diye yanıtlar.
Kral alınır ve söyleşi koyulaşır....

-“Tabii her dediğini yerine getirebilirim. Sen söyle hele; ne istiyorsun?

-"Söz vermeden önce iki kez düşünün kralım"
Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında öğretmeni olmuştur. Ve ona şu sözü vermiştir;
- "Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına çıkıp seni uyaracağım."

İmparator olayı çoktan unutmuştur. Zaten geçmişi hangimiz noktasına

virgülüne kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları

farklıdır. Bu nedenle imparator bastırır.
Kral konuşmasını sürdürür;

-“Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim

hiçbir dileğin olamaz.”
Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatarak;
- "Şu çanağı her hangi bir şeyle doldurabilir misiniz?" diye sorar.
İmparator kahkaha atar ve vezirine çanağı altınla doldurmasını emreder. Çanak dolup taşmakta ve anında boşalmaktadır. Paralar buhar olup uçmaktadır sanki.
İmparatorun onuru kırılır. Bir dilenci çanağını dolduramadığı kulaktan kulağa yayılır. Giderek pırlantalar, elmaslar, yakutlar akıtılır çanağa. Ne var ki çanağın dibi

yoktur sanki. Yer yutar ama boş kalır. İmparator yenik düşmüştür.

Dilenciye yakarır;
- "Tamam, sen kazandın. Dileğini yerine getiremedim ama ne olur bana
çanağın neden yapılmış olduğunu itiraf et" Der.
Çok basit, diye yanıtlar dilenci;.

-“İnsan dimağından yapılmıştır. Yani insanın arzu ve isteklerinden… Doymak

bilmez oluşu da bundandır. Bu gerçeği bir kez kavrarsan yaşantın değişir.

İstek nedir ki! İstek ulaşılana kadar, belli bir süre heyecan veren bir

duygudur. Örneğin; bir araba istersin... bir ev... bir eş... vs vs...

Tek tek her birini elde ettiğinde, tümü anlamını yitirir. Neden?

Çünkü beynin, aklın onları dışlar. Araba garajdadır ve artık istek uyandırmamaktadır.

Heyecan, onu elde ettiğinde sönüp gitmiştir. Eş yatağında, para cebindeyse,

onlara erişmek için katlandığın yoğun istek yok oluverir. Gene boşluğa

düşer, yeni bir istek yaratmak zorunda kalırsın.... İstek doyumsuzluk

uyandırır ve giderek dilenci olursun. Bir istekten bir diğerine çırpınıp

durursun. Amacına ulaşır ulaşmaz bir yenisini yaratırsın. İsteğin bu yönünü

kavradığında hayatının dönüm noktasındasın demektir. Sürekli yolculuk hali

iyi sonuç vermez. Geri dön... Evine dön... Seni mutlu edecek öğeleri dışında

değil, kendi içinde ara!”
------------ 0 ---------------

Ramazan

Bünyan’da evin birinde saflığı ile ünlü bir gelin vardır. Ramazan ayının yaklaştığı günlerde kaynana ramazan hazırlığına başlar. “Aman ramazan gelecek şunu alalım gelinim koy şuraya, aman bunu alalım gelinim koy buraya” diyerek bayağı bir malzeme alırlar.
Aradan birkaç gün geçer, kaynananın evde olmadığı bir gün kapıya bir dilenci gelir.

Saf gelin dilenciye sorar;
-“Amca senin adın ne?

Dilenci;
-“Ramazan,” der.
Gelin;
-“Aman kaynanam ramazan gelecek diye senin için bazı şeyler ayırmıştı” der ve bütün alınan erzakı dilenciye verir.

Ramazan ayına girince kaynana gelinden aldıkları malzemeleri ister.

Saf gelin;
-“Geçen gün biri geldi. Adını sordum Ramazan dedi. Ben de bütün

malzemeleri sen ramazan gelecek dediğin için ona teslim ettim” der.
----------------- 0 ------------


DİLENCİ DİYALOGLARI

Dilenci;
- “İyi günler kızım, ben 76 yaşındayım, oğlumun ameliyat olması lazım falan filan…
Ev sahibi;
-“Amca sigortanız yok mu o karşılamıyor mu?”
Dilenci;
-“Yok be kızım, nerde para, nerde sigorta…
Ev sahibi;
-“Buyur amca al”

Dilenci;
-“O ne ya? Bir milyon mu? O, ya tamam bırak kalsın, bırak sen ekmek alırsın onla.
Ev sahibi;
-“ Amca bu kadar var yanımda”
Dilenci;
-“ Ya tamam boş ver, istemiyorum
---------------

-“Abi bi ekmek parası ne olur?”
-“Az önce şuradaki dilenciye verdim.”

(cebinden telefonu çıkartır. )
-“Len az önce granatlı adam para verdi miydi sana?”

-“Tamam vermişsin. Senin yüzünden kontörümde gitti bi 10 kontör sallasana.

-“Telsim benimki.”

-“O zaman telefonu ver.”

-----------------


Heykeldeki alta geçitte merdivenlerde selpak satan gözleri kör yaşlı bir adam vardır. Gözleri kapalıdır yada kör sansınlar diye..

-“Abla selpak almazmıydınızzz ekmek parası…
-“Al amca ..(50krş koyar )
-“Kaç para koydun?
-“Hönk!!!...”
----------------

Yoldan geçen;

-“Buyurun, kusura bakmayın yanımda bu kadar var.( 2 ytl uzatır)

Dilenci;
- “Ablacım asıl sen kusura bakma. Ben Türk parası bağış kabul etmiyorum.

-------------------

-“Abi bir ekmek parası.
- “Gel sana yemek ısmarlayayım.
- ”Yok abi, kendim pişirip yiyorum, hijyen açısından
sağlığımı düşünmeliyim.”
-----------------

-“Allah rızası için bi ekmek parası...”
-“Abi biz öğrenciyiz bizde ne gezer para...”
(2 dk sonra, aynı kişi);
-“Allah rızası için bi ekmek parası..”
-“Abi öğrenciyiz. Yaa..Öğrenci belgesi mi istiyorsun?”

----------------

-“Allah ne muradın varsa versin - amin - Allah tuttuğunu altın etsin - amin -
Allah helalinden bol kazanç versin - sizinle polemiğe girmek istemiyorum anlasana kardeşim.”
----------------

-“Evladım Allah rızası için...Allah ne muradın varsa versin..”
-“Öğrenciyim bende teyzecim..”

-“Bana ne öğrenciysen bana mı okuyorsun!”
-- ---------------

-”Allah rızası için sadaka …”
-“Bekle kardeşim, yakında mesleğini elinden alıcım..”

----------------

-“Oğlum bi ekmek parası..”.
- “Hiç bozuğum yok teyzecim ya…”

-“Sen ver ben bozarım.”

----------------

-“Evladım bakar mısın?”
-“Buyur abla.”

-“Oğlum çok hasta. Eve ekmek götürecek param yok.
babası iki sene önce öldü no lur bana yardım edin!..”

-“Abla bak, benim annem devlet hastanesinde hemşire. Hem de çocuk bölümünde. Git oraya annem sana yardımcı olsun.”

-“...!!??..,,

-“Hadi iyi günler abla.”

-“Ama oğlum çok aç. Üç gündür boğazından bir lokma ekmek geçmedi.

Babası iki sene önce öldü. Ne olur bana yardım edin …”

-“Aa bak ben sana hastane ayarladım. Yemeği de başkası ayarlasın dimi.”

----------------

-“Allah rızası için bi sadaka ver!”
-“Yok teyze yok. Allah versin! “
-“Allah rızası için bıdı bıdı.....”

-“Allah Allah!.... (Yavaş
uzaklaşırken)
-“ Bak iyi düşün sonra pişman olma! “
-“Neden pişman olacakmışım? “
-“Sen hiç
sır kapısıizlemiyor musun!?”

----------------

-“Sarı kızım, Allah sevdiğinden ayırmasın sarı kızım. Allah ne muradın varsa versin sarı kızım.”
-“Bu ne ya. inek çağırır gibi?”
-“o Sarı kızları "sarı kızım sarı kızım" diye sağarlar ama sende iş yokmuş be…”
-“!?!?!...”
----------------